Galata 1348 koleksiyonunun deri grubu, İstanbul’un tarihsel ruhunu üç farklı tema ve renkle anlatıyor. Her biri, Galata’nın gökyüzüyle, havasıyla ve deniziyle kurduğu bağı temsil ediyor. Şehrin sesinden, dokusundan ve tarihinden ilham alan bu üç deri; martıların özgür ruhunu, kulenin mimarisinde saklı zamanı ve Ceneviz gemilerinin denizlerde yankılanan hikâyesini taşıyor. Farklı tonlar, dokular ve baskılarla birleşerek Galata’nın her bir ayrıntısıyla varoluşunu anlatıyor.
1. Uçuşan Martılar – Sarı
Şehrin üstüne süzülen o beyaz gölgeler genellikle özgürlüğü anlatsada gagalarındaki eşsiz sarı tonu beni her zaman ilk olarak ele alan duygu olmuştur. İstanbul’un ruhunu yansıtmak için, Galata 1348 koleksiyonunun ilk derisi sarı renkle hayat buldu. Martının gagasındaki dikkat çekici sarı, şehrin gün batımında yumuşak bir parıltıya dönüşen altın tonunu ve Boğaz’ın sularına düşen ışık yansımalarını çağrıştırıyor.
2. Galata’nın Dokusu – Taş Rengi
Kulenin taş rengiyle özdeşleşen ikinci deri, Galata’nın zamana meydan okuyan siluetini taşıyor.. Üzerine işlenen 3 boyutlu Galata Kulesi baskısı, elinizin altında bir mimari detay hissi bırakıyor. A5 boy defter kılıfında geniş bir açıyla kule ve çevresi betimlenirken, diğer boyutlarda Galata Kulesi tek ve güçlü bir figür olarak yer alıyor. Bu deri, şehrin yüzyıllara uzanan hafızası gibi taşın, tarihin ve emeğin izini taşıyor.
3. Ceneviz Kalyonu – Lacivert
Koleksiyonun üçüncü derisi, derin bir lacivert tonuyla Galata’nın denizle olan köklerine dokunuyor. 1348 yılında kuleyi inşa eden Cenevizlilerin mirasını yaşatan bu tema, deri üzerine işlenen klasik üç yelkenli Ceneviz savaş kalyonuyla canlanıyor. Lacivertin dinginliğiyle birleşen bu kabartma baskı, Şehrin surlarına dayanan bir tarih gibi duruyor. Bu tema, koleksiyonun en derin ve anlamlı yüzü. Galata’nın kökleri olan Ceneviz dönemine zarif bir saygı duruşu.